Binlerce yıl öncesine dayanan  tarihi bir geçmişi olan; kök,sap,yaprak,çiçek ve tohumdan olan yıllık olarak ekilip biçilen cinsleri olduğu gibi ağaç halinde yetişen cinsleri de vardır.

Ülkemizde yıllık olarak ekilip biçilen pamuk farklı türlere sahip olsa da hayatımızın içinde birçok hikayeye konu olmuş hayatımızın bir parçası bir gerçeğidir.Tarih boyunca insanlar pamuktan sürekli farklı ürünler üretmiş,pamuk  hayatımız da hep olmuştur.

Tarla da başlayan pamuk hikayesi ; yazın güneşin en yakıcı olduğu anlarda ; genç kızların çeyizi ,erkeklerin evlilik hayali olmuştur.Kimi zaman filmlere konu olmuş ‘’selvi boylum al yazmalım ‘’ da yazmanın hammaddesi ,filmle duygulanan insanların gözyaşlarının silindiği örtü olmuştur.Pamuk tarlasında ağaç altında oturan babaannenin ilaç kutusundaki ,kapakla ilaç arasında tampon olmuştur.

Bu hikaye yüzyıldır hep yaşanmış ,hep hayalleri süslemiştir.Tarladan çıkan pamuk fabrikalara geldiğinde ,hamalların alın terinde okuyan çocuğa harçlık olmuştur.

Penye dikim atölyesinde bayan terzinin torununa oyuncak olmuştur.

Sabah uyanıp mis gibi lavanta kokan atleti giyen dedeye mutluluk huzur olmuştur.

Pamuk yaşam olmuş , yaşamak olmuştur.Kendisinin renginin beyaz olması değil ,gönüllerdeki beyaz kelebek olmalı ki,insanlar mutlu olabilmeli.

Herkesin beyaz dediğini beyaz bilmeli beyaz görmek için gayret etmeliyiz.Beraber yaşamak istiyor ve mutlu olmak için gayret ediyorsak.

Eğer beyaz ,siyah olacaksa beraber karar verilmeli beraber hareket edilmelidir.Bizler o zaman güçlü ve yıkılmaz oluruz.

Uzaktan bir ses duyulur ‘’ çocuklar, pamuklara sopayla vurmayın ,yazık oluyor israf ediyorsunuz’’.Tarladaki çocuklar vurdukça gökyüzüne doğru uçan pamuklar da onların ; ‘’kalplerindeki  beyaz kelebekler’’ olmuştur.